Yalnızca et, süt ürünleri ve pirinç üretimi bile 1,5 derecelik eşiğin aşılmasına neden olabilir

Yapılan detaylı bir araştırma et, süt ürünleri ve pirinç ağırlıklı gıda üretiminden kaynaklanan iklim-ısıtıcı emisyonların, önlem alınmadığı takdirde 1,5 derecelik temel uluslararası hedefi tek başına aşacağını gösteriyor.

Analiz, gıda emisyonlarının bugünkü seviyesinde devam etmesi halinde bile, halihazırda görülen 1 derecelik artışa ek olarak, yüzyılın sonuna kadar en az 0,7 derecelik küresel ısınmaya yol açacağını öngörüyor. Bu, fosil yakıtların büyük etkisi göz ardı edildiğinde dahi, sadece gıda kaynaklı emisyonların dünyaynı 1,5 derecelik sınırı aşacağı anlamına geliyor.

Çalışma, gıda kaynaklı bu ısınmanın yüzde 75’inin yüksek metan kaynağı olan gıdalardan, yani büyükbaş hayvanlar gibi geviş getiren hayvanlardan ve pirinç çeltik tarlalarından kaynaklandığını gösteriyor. Bununla birlikte bilim insanları, refah seviyesi yüksek ülkelerde et tüketiminin tıbbi olarak tavsiye edilen seviyelere çekilmesi, çiftlik hayvanları ve gübrelerinden kaynaklanan emisyonların azaltılması ve gıda sisteminde yenilenebilir enerji kullanılması yoluyla sıcaklık artışının yüzde 55 oranında azaltılabileceğini öne sürüyor.

Daha önceki çalışmalar gıda üretiminin, özellikle de et ve süt ürünlerinin çevre üzerindeki büyük etkisini göstermişti, ancak yeni çalışma bunların emisyonlarının neden olabileceği sıcaklık artışlarına ilişkin tahminler de sunuyor. Bunun yanında, çalışma hayvansal ürün tüketiminin gelecekte de aynı seviyede kalacağını varsaysa da, et tüketiminin 2050 yılına kadar yüzde 70 oranında artacağı öngörüldüğünden, bu tahminler önemli ölçüde düşük olabilir.

Nature Climate Change dergisinde yayınlanan araştırma, 94 temel gıda türü için her bir sera gazını ayrı ayrı ele alarak bunların zaman içinde iklim üzerindeki etkilerinin daha iyi anlaşılmasını sağladı. Bu emisyon verilerinin yaygın olarak kullanılan bir iklim modeline aktarılması, bugünkü gıda üretiminin devam etmesinin, küresel nüfus artışının düşük olması durumunda 2100 yılına kadar 0,7 derece, nüfus artışının yüksek olması durumunda ise 0,9 derecelik bir artışa yol açacağını gösterdi.

Araştırmacılar, gıda kaynaklı sıcaklık artışının engellenebileceğini söylüyor. Eğer insanlar Harvard Tıp Fakültesi tarafından önerilen ve haftada bir porsiyon kırmızı ete izin veren sağlıklı beslenme şeklini benimserlerse, sıcaklık artışı 0,2 derece azaltılabilir. Böyle bir diyet zengin ülkelerde et tüketiminde büyük bir kesinti anlamına gelirken, bazı yoksul ülkelerde artış anlamına gelebilir.

BUNU DA OKU:  Türkiye sularında yeni kriz: Deniz salyası

Dünya ülkelerinin sadece üçte biri, BM Paris anlaşması kapsamında sundukları iklim planlarına tarımdan kaynaklanan emisyonları azaltma politikalarını dahil etti. Araştırmacılar, çalışmalarının küresel gıda tüketiminin gelecekteki küresel ısınma üzerindeki etkisinin anlaşılmasını artırmayı amaçladığını söylüyor. Çalışmayı yürüten Catherine Ivanovich ayrıca emisyonları azaltmaya yönelik politikaların, savunmasız nüfusun gıdaya erişimini ve geçim kaynaklarını koruması gerektiğini belirtti.

Çalışmanın tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

Yeşilist bundan böyle okuyucularının desteğiyle ayakta kalacak.
Siz de Yeşilist’i beğeniyorsanız bize Patreon’dan destek olun.
Yeşilist Patreon Destek Ol


Deniz Aytekin

Boğaziçi Üniversitesi'nde felsefe okudu. Çevre, edebiyat ve felsefe alanlarında yazarlık, çevirmenlik ve editörlük yapıyor.

Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement
Daha fazla Banner Right Side, Ekoloji, Gıda, İklim Değişikliği, Vejetaryen ve Vegan
Yeşil Posta: Ülkemizden ve dünyadan haberler

#1 Tarım alanları üzerinde kurulacak güneş enerjisi santralleriyle (TarımGes) hem elektrik hem de tarım üretimi yapılabilecek. Bu tekniğin uygulandığı alanda

Kapat