Zehirsiz spor kıyafetleri
Hepimizin içinde bir atlet, dağcı veya bisikletçi vardır. Hayatımıza renk katan sporu hakkını vererek yapabilmek adına, düzenli program ve beslenmenin yanında seçtiğimiz kıyafetler de performansımızı etkiliyor. Ne de olsa kendimize iyilik yapmak istediğimiz için yazıldığımız spor salonlarında, bir bütünlük yakalayalım, diye son teknoloji spor kreasyonları ile donatıyoruz dolabımızı.
100 seneden beri sporcuların kullandığı malzemeler ve ekipmanlar üzerinde büyük projeler ve hesaplamalar yapılıyor. Bir saniye; bir kulaç, bir adım farkına sebep olan malzemelerin bedelini peki vücudumuz nasıl ödüyor?
Brezilya’ya 14 milyar dolara mal olan 2014 Dünya Kupası’nın hemen öncesinde yaşanan skandalı tekrar hatırlayalım. Greenpeace’in yaptığı bir araştırmada, bildiğiniz gibi organizasyonun partnerlerinden biri olan Adidas ile birlikte, Nike ve Puma’nın turnuva için ürettiği ekipmanlarda (kaleci eldiveninden tutun da çoraplara kadar) zararlı kimyasallara rastlandı. Mart ayında yapılan raporlama Adidas tarafından kabul görmese de, bahsedilen diğer markalar konuyla ilgili önlem alacaklarını belirtti. Tabii ki organizasyonla birlikte sektör liderleri de raporların altında kalamazdı. Greenpeace sağlığımızı büyük ölçüde etkileyecek bir aksiyon aldırdı.
Polyester performans giyimlerinde en fazla kullanılan malzeme. Yüzde yüz polyester etiketli kullandığımız kıyafetler yumuşacık olsa da, plastik yapımında bile kullanılan kimyasallardan oluşan bir madde. Bu bilgiye ek olarak, plastik ve meme kanseri arasındaki bağlantı da 1987’de Tufts Medical School of Boston tarafından kanıtlanmıştı.
Biz üzerimizdeki spor kıyafetleri ile terlerken, vücudumuzdan attığımızı sandığımız toksinler, kimyasallarla birleşip kendilerini geliştirerek bize geri dönmekte. Kimyasallara karşı vücudun verdiği tepkiler arasında mide bulantısı, yorgunluk, kaslarda yanma hissi, kaşınma, baş ağrısı ve nefes alma zorluğu bile var. Ayrıca bu koşulların oluşumunu kaçınılmayan artan vücut sıcaklığı ve nem malesef destekler vaziyette.
Bu konuyla ilgili, 24 – 27 yaş arasındaki erkeklerde yapılan bir araştırmada sentetik kumaşın yorgunluk üzerindeki etkilerini şöyle açıklıyor: doğal keten türündeki ekipmanlarla çalışma yapanlar, antrenman sonrası 5 saatlik dinlenme süresine ihtiyaç duyarken, sentetik ürün ile çalışma yapanlar 10 saat dinlenme süresine ihtiyaç duyuyorlar.
Durum bu; eğer kendinize bir iyilik yapmak istiyorsanız, seçimlerinize yeni bir kriter ekleyerek, kullanılan malzemeleri gözden geçirebilirsiniz. En azından, konforlu spor kıyafetlerimizin etiketlerinde, natürel elyaf, organik koton, hatta geri dönüştürülmüş (!) polyester bilgilerini görmeliyiz, ki içimiz biraz rahat etsin.